Warning: Constant WP_CACHE already defined in /home/panorama25aralik/public_html/tr/wp-config.php on line 3

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/panorama25aralik/public_html/tr/wp-config.php:3) in /home/panorama25aralik/public_html/tr/wp-content/plugins/post-views-counter/includes/counter.php on line 315
Antep Savunmasının Bayrak Şehidi Şahin Bey – Panorama 25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması ve Müzesi | Panorama Müzesi Gaziantep | Gaziantep 25 Aralık Panorama Müzesi | Panorama Gaziantep

Antep Savunmasının Bayrak Şehidi Şahin Bey

 Şahin Bey Gazianteplidir. 1877 (Hicri 1293) yılında Gaziantep’in Bostancı Mahallesinde 55 no’lu evde doğmuştur. Asıl adı Mehmet Sait’tir. Babası Abdullah Efendi, annesi Ayyuş Hanım’dır. Tellakoğullarındandır.[1] Dört yaşında yetim kalmış,[2] annesi Elbeylioğlu Abdülkadir Efendi ile evlenmiştir. Mehmet Sait, dayısı Ispaha (sipahi) Hacı Kara Mehmet Sait’in yanında büyümüştür. Rüştiyede okumuş daha sonra tabaklık yapmıştır. Mehmet Sait büyüyünce, annesi onu askere gitmesin diye yetim bir kız olan Zeynep ile evlendirmiştir. Mehmet Sait komşuları Fahrettin Hoca’nın bir müdahalesi ile asker edilerek 1899’da er olarak Yemen’e gitmiştir.[3] Yemen’de bulunan Mehmet Said’in askerlik hayatı büyüklükle ve kahramanlıklarla dolu olmuştur. Vazifesindeki gayreti, çarpışmalardaki yararlılığı ile çabucak terfi etmiş, başçavuş olmuştur. Ayn-ül cebel denilen bir kalede alayları, asi Araplar tarafından sarılmış, muhasara aylarca uzamış, alay, aç ve cephanesiz kalmış, alay komutanı da şehit olunca teslim olmak fikrinde olanları hapsederek alayın idaresini eline almış ve bir gece karanlıktan faydalanarak çok sarp ve çetin bir geçitten geçirmek suretiyle, huruç ile alayı kurtarmıştır. Yemen ordu komutanının yetiştirmesi üzerine bu hizmetine mükâfat olarak mülazım-ı Sani (teğmen) liğe terfi ettirilmiştir.[4]

Terfiine cevap gelmeden terhis olunarak Antep’e gelmiş, teğmenliği kendisine Antep’te tebliğ edilmiştir.[5] 1911’de Trablusgarp Savaşına gönüllü olarak katılmış, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşmış, 1917 Ekim’inde Sina Cephesinde görev almış, İngilizlere esir düşmüş ve Mısır’da Seydi Beşir Kampında Aralık 1919’a kadar esir kalmıştır. Mütarekeden sonra İngilizler Türk esirlerini serbest bırakınca Şahin Bey de 13 Aralık 1919’da İstanbul’a gelmiştir.[6]

Şahin Bey Ali Rıza Paşa kabinesinde Harbiye Nazırı olan Cemal Paşa’dan bir vazifeye tayinini istemiş, Antep’e yakın Birecik Askerlik Şubesi Reisliğine tayin edilmiştir. Yeni vazifesine hareket eden Şahin Bey önce Sivas’a uğramış, Sivas’tan gereken direktifi aldıktan sonra Antep’e gelmiştir.[7] Bu esnada Fransızlar, Antep vaziyetini bir an önce düzeltip, buradan kuvvetli bulunmak için Katma-Kilis- Antep yolu ile buraya mütemadiyen takviye kuvvetleri getirmekte ve bu yol üzerinde serbestçe hareket etmekte idiler. Şahin Bey, yurdun içinde bulunduğu kötü durumu derhal kavramış, Antep’e geldiğinde Birecik’e gitmekten vazgeçerek, Antep Heyet-i Merkeziyesine müracaatla görev istemişti.[8] Fransız kuvvetlerini engellemek üzere Kilis yolu üzerine gönderilen Şahin Bey kısa bir zamanda Lohan, Kirvem, Celceme, Melik Kara sakallı, Kehriz, Ulumasere, Kazıklı, Hicaz civarında gönüllü personel toplayarak yüz kişilik bir güç oluşturdu. Bu ufak milli kuvvetle Kızılburun, Kertil isimli yerleri iyice tahkim ederek, Antep ve Kilis’in işgal kuvvetleri kumandanlarına Antep ve Kilis’in boşaltılması için notlar yazmaya ve Fransız Kumandanını tehdit etmeye başlamıştır.[9]

3 Şubat’ta Antep’e gitmek üzere yola çıkan bir Fransız birliğini Kilis civarında yenerek geri çekilmeye mecbur etti. Fransızların çekilmesi halkın morali üzerine büyük bir etki yaptı. Antep- Kilis arasındaki telgraf hattı tahrip edildi.[10] Antep Savunmasını her şeyin üstünde tutan Şahin Bey, etrafı tepelerle çevrili Çapalı Köyüne giderek burayı kendisine karargâh yapmış ve Beyazın oğullarına ait konağa yerleşmiştir.[11] Köylülerle tanıştıktan sonra şose boyunca bir gezinti yaparak yol üzerinde müdafaaya elverişli yerleri tespit ettikten sonra Kilis’e giderek, Kilis Müdafaa-i Hukuk Heyeti’yle tanışmıştır.

Şahin Bey Kilis-Antep şosesi üzerinde üç müdafaa hattı tespit etmiştir:

Birinci müdafaa hattı; Kızılburun denilen ve Arap höyüğü- Minadır köyleri arasından geçen şosesinin sağ ve solundaki tepelerdi.

İkinci müdafaa hattı; Kertil idi. Kertil sırtları, Kapçağız Köyünün batı yamaçları, Kazıklı köyünün doğu ve batısındaki tepelerden ibaretti.

 Üçüncü müdafaa hattı; Elmalı, Bostancık köyleri kuzey sırtları idi. Şahin Bey, çevre köylerin ileri gelenlerini toplayarak, bu müdafaa hatlarında siperler kazılmasını istemiş ve siper kazılacak yerleri tayin ederek köylüler arasında iş bölümü yapmıştır.[12]

Fransız garnizonu komutanı 21 Şubat 1920’de Antep Mutasarrıfına bir mektup göndererek Şahin Bey’in kuvvetlerinin yoldan çekilmelerini istemiş ve bir antlaşma yapılmasını teklif etmiştir. Antep Heyet-i Merkeziyesi 22 Şubat’ta dört maddelik nota vermiştir. Bu notada asayişin temini için bazı şartlar öne sürülmüştür. 1) İlk önce Antep’te bulunan Ermeni kıtaları memleketten uzaklaştırılacak. 2) Türk idaresine Fransızlar müdahale etmeyecek. 3) Antep’e başka takviye kıtaları getirilmeyecek. 4) Asayişi temin için Antep havalisine iki Türk taburunun gelmesine müsaade edilecek. Bu teklif Fransız tarafından kabul edilmediği için anlaşmaya varılamamıştır.[13] İlk savaş 8 Mart’ta gerçekleşti.[14] 8 Mart 1920 sabahı bir Fransız kolunun Kilis’ten hareket ettiği haberi gelmiş ve Şahin Bey’de çetelerinin başında, düşmana ani bir baskın yapmıştır. İki saatlik çarpışma sonucunda Fransızlar ölü ve yaralılarını da alarak Kilis’e geri kaçmak zorunda kalmıştır.

Şahin Bey Kilis yolunda düşman nakliyesini kesmek üzere vazife aldığı zaman yanında birlikte çatışan kişilere şu sözü vermişti: “Merak etmeyin, düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez! Hemşerilerime söyleyin müsterih olsunlar! . .”[15]İkinci savaş 17 Mart’ta oldu. Şahin Bey düşman ordularını bu sefer Seve Boğazında karşıladı.[16] Akça Koyunlu’dan Kilis’e gelen bir Fransız alayı, Hümeyli Köyü önündeki Seve Boğazında durdurulmuş ve akşama kadar bir çatışma yaşanmıştır. Bu sırada Kilisli Sakıp Bey bazı vatansever arkadaşlarıyla Fransız kuvvetleriyle ve o civardan geçen bir Fransız trenine karşı başarılı taarruzlar yapmıştır.[17] Bu iki teşebbüste de başarısız olan Fransızlar 25 Mart’ta büyük bir kuvvet ile yeniden saldırmıştır.[18] 25 Mart 1920 günü Kolonel Andrea Kilis’ten hareket etmiştir. Bu konvoy toplam olarak 2500 insan ve 1400 hayvandan oluşmaktaydı. Bu kuvvetli yürüyüş kolu Oylum Köyünü geçtikten sonra, Kantara ve Kızılburun tepelerinin Milli Kuvvetler tarafından tutulduğunu görünce, müfrezenin topçusu bu tepelere karşı fiili harekete başlamış ve bu esnada bir piyade bölüğü ile süvari bölüğünün bir kısmı müdafaanın yanını almak için batıya doğru bir ihata hareketine teşebbüs etmiştir. Düşman keşif koluna Kızılburun’daki Kilis Kuvay-ı Milliyesi tarafından bir ateş baskını yapıldı. Fransızlar buna topla karşılık vermiştir. Bu durum akşama kadar sürmüş ve çok kayıp veren Fransızlar 26-27 Mart gecesini köprü civarında geçirmiştir.[19] Şahin Bey, o gece düşmana bir baskın teşebbüsünde bulunmuşsa da başarılı olamamıştır. Burada netice alamayan Şahin Bey Çapalı Köyüne giderek, kuvvet toplayıp düşmanı Kertil sırtlarında karşılamayı planlıyordu. İkinci müdafaa hattı olan Kertil tepelerine çekilip kuvvetlerini burada toplamıştır. 27 Mart 1920’de hareket eden Fransızlar Kertil hattına taarruzlarıyla oldukça şiddetli çarpışma başlamıştır. Şahin Bey düşmanın kuvvetli olmasından dolayı burada tutunamayarak üçüncü müdafaa hattı olan Elmalı Deresinin Kuzey sırtlarına çekilmiştir. Fransızlar 28 Mart sabahı savaş yürüyüşüne geçtiğinde, Türk birlikleri de savunma mevkilerine yerleşmiştir. Savunma mevzilerinde bulunan Türk birlikleri Fransızların şiddetli hücumlarına karşı daha fazla tutunamayarak geri çekilmek zorunda kalmıştır. Fransızlar son olarak Elmalı taraflarında bulunan Şahin Bey’in birliklerine top ve makineli tüfeklerle saldırmışlar ve bu duruma karşılık sadece tüfekle karşı koymanın ölümle sonuçlanacağını anlayan Şahin Bey’in birlikleri de geri çekilmeye başlamıştır.[20]

Şahin Bey sayıları bini aşan silah arkadaşlarının, düşmanın sayı üstünlüğü ve ateş kudreti karşısında ve birdenbire dağılmasıyla yalnız kalmış ve tek başına bir orduya karşı koymak, vatan müdafaası gibi çok yüksek bir ideal uğrunda verdiği sözü yerine getirmek suretiyle[21] kendisine Elmalı kayalarını siper ederek tek başına Fransızlara ateş etmeye devam etmiş, mermisi bitince de süngüyle düşmana hücum etmiştir. Fransız piyadelerinin süngü darbeleriyle şehit olmuştur.[22] (28 Mart 1920).[23]

Düşman arabalarının tekerlekleriyle ezilen naşı daha sonra Melik karyesinde toprağa verilmiştir. Antep’te bir semte ismi verilerek kadirşinasilik edilmiştir. Şahin Bey’in şehit olması üzerine yanındaki kuvvetlerin dağılmasıyla Balaban bölgesindeki Kartal Bey’in kuvveti de silah patlatmadan geri çekilmiştir. Andrea kuvvetleri artık tehlikesizce kuvvet ve ağırlığını doğrudan doğruya 28 Mart’ta Antep’e getirmiştir.[24]

Şahin Bey bir açıdan verdiği sözü tutmuştur. Çünkü düşman onun cesedini çiğnemeden Antep’e girememiştir. O Fransızları durdurmayı başarsaydı belki de Antep kent içi savaşlarına başlamadan Fransız işgaline son verebilecekti. Şahin Bey hem Antep Harbi’nin hem de Türk’ün Kurtuluş Savaşı’nın yürekleri yakan bir ateşi haline gelmişti. O belki de geri çekilmeyi başarsaydı, daha gerideki sırtlarda son bir savunma cephesi oluşturacaktı. Hatta bu nedenle mevzi yerlerini bile belirlemişti. Şahin Bey’in Fransızları 2-3 gün bile oyalaması, Urfa’nın Kurtuluşunu kolaylaştırmıştır. Andrea bu gecikme nedeniyle Urfa’da zor durumda olan birliklerine yardıma yetişememiştir. Şahin Bey, vatan uğruna her şeyi göze alıp vatanın mutlak refahı için kendini hiç düşünmeden siper etmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın asla unutulmayacak her zaman gönüllerde baki kalacak kahramanı olmuştur.[25]


[1] Ayhan Öztürk, Millî Mücadele’de Gaziantep, Çığır Mat., Kayseri 1994, s.80.

[2] Adil Dai, Olaylarla Gaziantep Savaşı, 1992, s.52.

[3] Hulusi Yetkin, Gaziantep Türkçülüğünün Bayrak Şehidi Şahin Bey, Gaziantep 1970, s.73.

[4] Necmeddin Şahiner, Mehmet Said Şehid Şahin Bey, Yöre Dergisi s.5, Gaziantep 1991, s.17.

[5] Ali Nadi Ünler, Gaziantep Savunması, Kardeşler Mat., İstanbul 1969, s.30.

[6] Yaşar Büyükoğlu, Millî Mücadele’de Güneydoğu Anadolu, Ekin yay., 2012, s. 145.

[7] Öztürk, a.g.e., s.80.

[8] Büyükoğlu, a.g.e., s.145.

[9] Lohanizade Mustafa Nurettin, Gaziantep Savunması, Çev., Mehmet Ali Akidil, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2011, s.43-44.

[10] Şahiner, a.g.e., s.24.

[11] Ünler, a.g.e., s.31.

[12] T.C Kara Kuvvetleri Komutanlığı 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı GAZİANTEP, Savaşlarıyla Savunmalarıyla Gaziantep, Emin Ofset Mat., Gaziantep 1997, s.56.

[13] Lohanizade, a.g.e., s.82.

[14] Adil Dai, Şehitlik ve Antep Harbi, Fersa Mat., Ankara 2005, s.16.

[15] Dai, a.g.e., s.53-58.

[16] Dai, a.g.e., s.16.

[17] Saadettin Yağmur Gömeç, Türk’ün Kahramanlık Destanı Antep, Berikan Yayınevi, Ankara 2014, s.60.

[18] Dai, a.g.e., s.16.

[19] Büyükoğlu, a.g.e., s.149.

[20] Gömeç, a.g.e., s.62.

[21] Ünler, a.g.e., s.43.

[22] Büyükoğlu, a.g.e., s.149.

[23] Hüseyin Aldoğan, Anılarla Antep Savunması, Şan Ofset, İstanbul, s.201.

[24] Lohanizade, a.g.e., s.47-48.

[25] M. Birol Güngör, Antep Harbi, Eren Yay., İstanbul 2004, s.114.



Bir yanıt yazın