25 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları kapsamında, Gaziantep Savunması'nı anlatan yağlı boya tablolar, bilgi panoları, yer ve duvardaki taş döşemeler ile mozolede temizlik ve tadilat işlemleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji bölümü tarafından 2021 yılında Çınarlı meydanında gerçekleştirilen arkeolojik kazılardan çıkarılan eserler de burada sergilenmektedir.
Gaziantep Savunması Kahramanları, Kurtuluş Savaşı sırasında Sakarya, Afyon, Uşak, Dumlupınar ve İzmir'deki komuta noktalardan ve vatan toprağına karıştıkları yerlerden getirilen topraklar, 25 Aralık 2022 ve 25 Aralık 2023 tarihlerinde Şehitler Abidemize konulmuştur.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 29 Eylül 2023 tarihli onayı ile 25 Aralık 2023 tarihinden bu yana "Antep Savunması Şehitliği ve Saygı Müzesi" olarak ziyaret edilebilmektedir.
17 Aralık 1918 tarihinden itibaren birliklerini Antep’e göndermeye başlayan İngilizler, Mondros Mütarekesi’nin 7. Maddesini gerekçe göstererek 15 Ocak 1919’da Antep’i haksız olarak işgal etti. Antep’in dış dünyayla bağlantısını sağlayan telgrafhaneye el koyan İngilizler, civardaki tren istasyonlarının denetimini de ele geçirdi. Amerikan koleji ve civarındaki Ermeni evleri ile Beyazınoğlu’nun hanı, kışla ve karargâh haline getirildi. Asıl niyetlerini ortaya koyan İngilizler, halkın üzerinde baskıları arttırarak şehirde sıkıyönetim ilan etti. Bununla da yetinmeyen İngilizler, halktan ekmek bıçakları dâhil tüm kesici delici silahları toplatmıştır. İngilizler ile şehre gelen yaklaşık binlerce Ermeni, her fırsatta İngilizlere şükranlarını belirtiyorlardı. Türklere karşı duydukları kin ve düşmanlık ortaya çıkmıştı. Ermeniler, tehcirden sonra evlerinin ve arazilerinin Türkler tarafından gasp edildiğini iddia edip, gösterdikleri evler kimin olursa olsun zorla boşalttırıp el koydular. Bunu takiben Antep’te İngiliz baskıları giderek artıyordu. Öyle ki 23 Ocak 1919’da Antep’te yerel memurlardan muhasebeci Nesim, Defter-i Hakani memuru Eyüp Sabri, Evkaf memuru Hakkı, Taşcızade Abdullah, Antep’teki tek basın yayın organı olan Antep Haberleri sahiplerinden Kahyazade Hüseyin Cemil, Mennanzade Mustafa, İncozade Hasan, Patpatzade M. Bahtiyar ve Urfa’dan gelen Dişikırıkoğlu Hulusi gibi şehrin önde gelen bazı kişileri, Ermeni tehciriyle ilgisi oldukları gerekçesiyle, sorgusuz sualsiz olarak aileleri ile görüşmelerine imkân bile verilmeden önce Halep’e, oradan da Mısır’a esir kamplarına sürgün edildiler.
İngilizler ve Fransızlar, Mondros Mütarekesini gerekçe göstererek, 15 Eylül 1919’da aralarında hazırlayıp, imzaladıkları Suriye İtilafnamesi’ne dayanarak; Musul'u, Anadolu’nun güneyini ve Suriye'yi paylaştılar. Buna göre: Musul İngilizlere, Suriye, Antep, Maraş, Urfa ve civarı Fransızlara bırakıldı. İngilizler; Suriye İtilâfnamesi’ni takiben Antep’i Fransızlara teslim ettiler. 27 Ekim 1919’da Ermeni ve Fransızlardan oluşan 200 kişilik Fransız kuvveti ve sonra 29 Ekim 1919’da, Fransızların tahsis ettikleri üç sınıftan oluşan 2.000 kişilik iki Fransız fırkası da Antep’e girdi. Şehirde bulunan Ermeni işbirlikçiler, şehre giren işgal kuvvetlerine çiçek atarak alkışladılar. 21 Ocak’ta Mehmet Kamil’in ve 27 Mart’ta Kilis Yolu’nda Şahinbey’in şehit edilmeleri, Şehirde Din, Namus ve Vatan için mücadelenin zorunluluğunu bir kere daha hatırlatmıştı. 28 Mart 1920’de Mustafa Kemal Paşa tarafından Maraş ve Antep Kuvayı Milliye Komutanı olarak görevlendirilen Kılıç Ali de Gaziantep’e gelmişti. (2 Haziran 1920’de Özdemir Bey’in gelişine kadar görev yapmıştır.) Nihayet 1 Nisan 1920'de Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bir üyesi olan Körükçüzâde Ahmet’in Fransızlara attığı kurşun ile savaş başladı. Şehrin hemen her noktasına yayılan sokak çatışmaları ile bir destan yazan Gaziantep halkı, yetersiz silah ve cephane, açlık ve yokluk içinde; kadın, çocuk, genç ve ihtiyar demeden verdiği eşsiz mücadele ile Antep’i Gaziantep yapmıştır. 8 Şubat 1921’de TBMM tarafından “Gazi” ünvanı verilerek bu eşsiz mücadele taçlandırılmıştır. Gaziantep, binlerce şehit, binlerce yaralı verdiği mücadeleler sonucu; Ankara Hükümeti ile Fransızlar arasında Ankara Antlaşması imzalanmış; 25 Aralık 1921’de işgalden kurtularak Anavatana katılmıştır.
25 Aralık 1921’de, Maraş'ta bulunan Gaziantep mıntıka komutanlığı emrindeki 59’uncu alay; o gün, halkın coşkun heyecan gösterileri ve sevinç gözyaşları arasında Gaziantep'e girdi. Gaziantep halkı adına Ömer Asım Aksoy kendi yazdığı şiirle 59. Alay'ı selamladı:
“Hoş geldiniz,
Siz ey şerefin kahramanları!
Yollarda kaldı, bekledi gözler bu anları…”
Şehri aralıksız olarak bombardıman altında tutan Fransızlar, gerek milis güçlerin gerekse halkın çetin direnişiyle karşılaşıyordu. Direnişi kırmak isteyen Fransızlar, genel bir taarruza geçti. Taarruz için Çınarlı Cephesi seçildi. Çınarlı, şehri güneyden kuzeye kesen hattın, kuzey ucundan batıya kıvrılan uç noktasında, Çınarlı Camisi ile Katolik Kilisesi'ne otuz metre mesafede Nikoğosyan Okulu arasındaki cepheydi. Bu cepheye ayrıca güneyden Ermeni evleri hâkimdi.
Çınarlı, savaşın başından beri çok şiddetli bombardımana uğramaktaydı. Sürekli yoğun çatışmaların yaşandığı bu cepheye, stratejik önemine atıf yapmak için Türkler “Arı Burnu” demiştir. Fransızlar ilk önemli saldırıyı burada yaptı. Çınarlı Camisi ile Nikoğosyan Okulu arasında Çınarlı Cami’sinin mezarlığı ve bir değirmen arkı vardı. Düşman subayları iki hafta arazi üzerinde tatbikat yaptı. 5 Ekim Cuma günü saat 14.00'te Başkarakol civarından atılan toplarla Çınarlı cephesi taarruzuna başladılar. Katolik Kilisesi'nden, Ermeni evlerinden yapılan makineli tüfek ateşi ve atılan bombalar bu taarruzu destekliyordu. Atılan bombalar okulun duvarında büyük delikler açıyordu. Bu sırada Ermeniler, okul ile cami arasında barikat kurmaya çalışıyordu. Düşman bu ortamdan faydalanarak kiliseden çıktı, okula saldırarak açılan gediklerden okulun avlusuna girdi fakat milis güçlerinin şiddetli ateşi karşısında tutunamayıp kayıplar vererek geri çekildiler. Saat 16.00 sıralarında taarruz tamamen durdu. Bu taarruz esnasında Çınarlı'da, Kartal Bey komutasındaki 25. Alay l. Tabur'dan bir bölüğüyle, semt efradı ve Yıldırım Taburu'ndan makineli tüfek takımı vardı.
İncozade Hüseyin Efendi
Semt Reislerinin Reisi
Kartal Bey
Çınarlı Cephesi Kumandanı
Recep Ağazade Mahmud Efendi
Çınarlı Cephesi Semt Reisi
Çınarlı Cephesi semt reis vekilleri
Hacı Kadiroğlu Ali Niyazi Efendi
Çınarlı Cephesi 1. Vekili
Çorapcı Zeynel Efendi
Çınarlı Cephesi 2. Vekili
Taarruzu haber alan muhtelif semtlerden birlikler Çınarlı savunmasına destek için gelmişti. Bunlar arasında İncozade Hüseyin Efendi'nin semt efradı da vardı. Camiye sığmayan kuvvetler kapalı yollarda beklemeye başlamıştı. Çınarlı savunmasında elde edilen başarı kuvvetlerimizin maneviyatını yükseltmişti. Fransızlar, I. Çınarlı taarruzunda mağlup olmasına rağmen bu cepheyi ele geçirmek için ikinci bir taarruz hazırlığı başlattı. Bu defa daha titiz davranıyorlardı. Taarruz, Nikoğosyan Okulu ile Çınarlı Camisi'ne iki ayrı koldan yapılacaktı. 14 Ekim'de ağır toplarla okul ve cami tahrip edildi. Okuldan yalnız bir duvar parçasından başka bir şey kalmadığı için tahrip noksansız sayılabilirdi. Bu ağır tahribat sonrasında Fransızlar iki koldan taarruza geçti. Hem okul hem de camide bulunan milli kuvvetlerin verdiği karşılık sonucunda ağır kayıplar veren düşman, geri çekilmeye mecbur kaldı. Böylelikle Türklerin 'Arı Burnu' dediği bu cepheye yapılan saldırı karşısında bir zafer daha kazandı. Çınarlı taarruzlarında tam yenilgiye uğrayan düşman, şehrin taarruzlarla ele geçirilemeyeceğini anlamış, şehrin dört taraftan kuşatılması, bombalanması ve aç bırakılmasıyla ele geçirilebileceği kanaatine varmıştı.
Bu vatan için canını ortaya koyan Ayntâb kahramanlarının hayatta kalanları, perden fevkalâdenin fevkindeki mücadelede şehit olan arkadaşlarını anmak ve bu savunmayı abideleştirmek için, Halk Fırkası İdare Heyeti,7 Kasım 1931 Cumartesi günü yaptığı toplantıda “…aziz şehit Şahin Bey’in meşhedine bir abide inşası hakkında uzun boylu müzakeratta bulunmuş ve Fırkanın teşebbüsüyle bir abidenin inşası kararlaştırılmıştır...’’ 25 Aralık 1931 Cuma günü saat on dörtte Halk Fırkası binasında Vali Akif İyidoğan’ın başkanlığında Fırka erkanı, Belediye Reisi Hamdi Kutlar ve şehrin ileri gelenleri toplanarak Şehitler mezarlığının Çınarlı Camii’ne nakil edilerek orada bir abide inşasını kararlaştırırlar. Halkevi Reisi Ömer Asım Bey’in delâletleriyle (vasıtasıyla) çocuk haftası içinde Gaziantep Şehitleri ve Şehit Şahin Bey abideleri menfaatına Ahmet Muhtar Bey’in yazdığı “Şehit Şahin Bey” piyesi 25 Nisan l933 Salı akşamı sinema binasında sahneye konur. Heyet-i müteşebbise (organize eden heyet) tarafından hazırlanan 5, 10, 15, 25’şer liralık biletler aynı heyetten Fırka Reisi Ömer Asım, Belediye Reisi Hamdi, Ahmet Muhtar, Mollazâde Yahya, Reşit Büdeyri, Mamat Ağazâde Ali ve Ali Nadi Beyler tarafından halka arz edilir ve biletler halk tarafından büyük bir iştiyakla alınır. 16 Eylül Pazar ve 17 Eylül Pazartesi akşamları saat 20.30’da Halkevi Salonu’nda Halkevi Temsil Şubesi tarafından Şehitler Abidesi yararına “Kahraman” piyesi sahneye konur ve 1934 yılında abidenin yapımına başlanır ancak tahsisatının (ödenek) bitmesi yüzünden inşaat yarım kalır. 1935 yılında, Hususi İdare (Özel İdare) bütçesinden 1.500, Belediye bütçesinden 1.000 liralık tahsisat konarak abidenin yapımına devam edilir ancak yine bitirilemez ve 1 Ağustos 1935 tarihinde ihaleye verilir. Bu ihalenin sonucunda abide tamamlanarak 25 Aralık 1935 Çarşamba günü on binlerce halkın katılımıyla açılır. Suburcu-Karagöz-Arasa-Şahraküstü yoluyla tabutlar ile şehit kemiklerinin hazırlanmış olduğu Esenbek Camii’ne gidildi. Tören alayı görülmedik derecede uzun ve kalabalıktı. Başı şehitliğe vardığı halde sonu henüz hareket etmemişti. Bütün yollar, caddeler kadın erkek on binlerce halk ile dolu idi. Cami önünde duruldu. İstiklâl Marşı çalındı, Halk Partisi üyesinden Muhtar Göğüs şehitlere karşı çok heyecanlı bir hitabede (konuşmada) bulundu. Bunu Yılmaz Dokuzoğuz’un “Şehitlikte” adlı mersiyesi (ağıt) takip etti. Bundan sonra şehit kemikleriyle dolu şanlı bayraklarımızla süslenmiş 30 tabut halkın saygı elleri üzerinde dışarı çıkarıldı. En önde bir gün evvel Mülk Köyü’nden (Şahinbey’in Köyü) törenle getirilen sayın Şehit Şahin’in kemikleri bulunuyordu. Anıtın önü, sayısı otuz bini aşan kadın erkek büyük bir halk kütlesi ile dolmuştu. Eller üzerinde tutulan şehitleri herkes başı açık saygı ile selamladı; tabutlar aynı saygı ve tazimle (hürmetle) Anıtın altındaki mahzene yerleştirildi. Bir manga asker ve bir top havaya ateş etmek suretiyle aziz ölüleri selamladı. Anıtın açılışı Cumhuriyet Halk Fırkası İlyön (İl yönetimi) kurulunca filme aldırılır. Film çok iyi çekilmiş olup törenin bütün safhalarını canlandırmaktadır. Adana kazanç temyiz komisyonu azasından bay Reşat, maddi hiç bir menfaat gözetmeyerek sırf milli bir duygu ile Adana’dan Gaziantep’e gelerek küçük amatör makinesiyle anıtın açılışını filme almıştır. Bu film birkaç gün sonra Ocak ayının ilk yarısı içinde Halkevinde yeni açılan sinemada halka gösterilmiş ve çok beğenilmiştir. Halit Ziya Biçer arşivinden alınarak Balat Şirketler Grubu tarafından 1999 yılının 25 Aralık günü gösterilen film kısa bir bölümüdür.
Şehitler Abidesi menfaatine tertip edilen müsamere biletlerini almak suretiyle teberryatta (bağışta) bulunan hamiyetli zevatın (yüksek ahlaklı kişiler) isimleri buraya aynen almayı uygun gördük:
Bakkal Esnafı Cemiyeti 50, Alacacı Esnafı Cemiyeti 30, Timurzâde Ökkaş Sait Samlı Beyler 30, Gepgepzâde Asım ve Hacı Alozade Arif Beyler 25, Mehmet Said ve Abdüllkadir Bakkal Efendiler 25, Berber Esnafı Cemiyeti 25, Helvacı Esnafı Cemiyeti 25, Ali Velizade Ali ve mahdumu M. Ali Beyler 25, İncioğlu Hüseyin Bey 25, Cemil Ali Veli Bey 25, Ahızade Mustafa ve şeriki Beyler 20, Molla Ali Evlâtları 20, Mahmut Büdeyri Bey 20, Yüzbaşızâde Mahmut ve Şefik Beyler 20, Ekmekçi Esnafı Cemiyeti 20, Un Fabrikası sahibi Mehmet Hilmi ve Şeriki Beyler 20, Mehmet Dabbit Efendi 15, Mehmet ve Şefik Beşir Hariri Beyler 15, Naci ve Hacı Ahmet Dai Beyler 15, Hayyum Ases Efendi 15, Söylemezzâde Abdülkadir Efendi 15, İsabeşezâde Hakkı Efendi 15, Ziraat Bankası 15, Elektrik Şirketi 15, Değirmenci Abdürrahim Efendi 10, Mamatağazâde Ali Efendi 10, Hacı Fazlızâde Mehmet Efendi 10, Kasapzâde Alaettin ve Şeriki Hüseyin Beyler 10, Habeşzâde Mustafa Bey 10, Kunduracı Abdüssamet Efendi 10, Osmanlı Bankası 10, İş Bankası 10, Yakup Dişi Efendi 10, Mersinlizâde Mehmet Efendi 10, Oso Şaso Efendi 10, Nesim Neftali Efendi 10, Müslüm Ağazâde Ali Efendi 10, Güzelbeyzâde Hasan Bey 10, Bakkal Mahmut ve Halil Efendiler 10, Güllüzâde Sait Efendi 10, Doktor Saip 10, Kimyager Sezai Bey 10, Uncuzâde Mehmet Ağa 5, Sarraf Arif Efendi 5, Ömer Esvet Efendi 5, Güzelbeyzâde Ömer Efendi 5, Tacittin Zeki Beyler 5, Kuyucuzâde Tevfik Bey 5, Apo Ağazâde Kâzım Efendi 5, Hasan Fuat Biraderler 5, Temirzâde Sani Efendi 5, Şaul Neftali Efendi 5, Noter Hakkı Bey 5, Ali Api Efendi 5, Tahtacı Nuri ve Sait Efendiler 5, Hocazâde Lütfü Ağa 5, Şerafettinzâde Hulusi Efendi 5, Kebapçı Esnafı 5, Lokantacı Sait Efendi 5, Tahtacızâde Ali Osman Efendi 59, Özel İdare Bütçesinden 1500, Belediye Bütçesinden 1000 Toplam 3295 Lira.
Ölülere hürmet, her şeyden evvel beşeri bir hissin eseridir. Fakat ulvî bir maksat uğruna ölenlere hürmet bir ibadettir. Bugün biz ibadetlerin en büyüğünü yaptık. Çünkü Gaziantep Şehitleri yurt ve İstiklâl uğruna canlarını feda edenlerin en şanlılarıdır.
Bu ölenlerden her birisi başlı başına bir kâinat iken bunların hep bir aradaki manzarası mahşerin kendisi değil de nedir? Bu mahşerin heybet ve sikleti altında güdük arzın hangi bölgesi çökmez? Ona tahammül etmek için dünyada yalnız bir mevki vardır. O yer Çınarlı’dır!
Arkadaşlar! Dünyanın en şerefli ve en kahraman bir noktası üstündesiniz. Gaziantep müdafaası Türk celâletinin en yüksek bir abidesi olduğu gibi Çınarlı’da Gaziantep savaşının en bahadır bir sembolüdür.
Arkadaşlar, Bugünün gökyüzünü itibarla dolduran hamaset menkıbelerinden bahsederken bir çokları şimdi aramızda bu mutlu günün törenine iştirak etmiş olan kahraman mücahitlerimizi saygı ile anmak borcumuzdur. Ey Türk çocuğu, ey devrim çocuğu geçmişteki ulusal övünceni an! Erkinliğin, özveri ve kahramanlığın bu sembolü önünde saygı ile eğil! Sana bu şeref yolunu açan Atatürk’ü her saniye tebcil et.
Şehit Şahin Bey Abidesi için temin edilen para ile inşasına başlanacak olan Anma Taşı’nın projesi için Nafia Dairesi’nce (Bayındırlık Müdürlüğü) bir proje hazırlanır ancak Halk Fırkası, projenin daha mükemmel olması için o sırada İstanbul’a hareket eden Doktor Mecit Beyefendi’den münasip bir projenin yaptırılması hususunda ricada bulunur. Mecit Bey, İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi muallimlerinden (Güzel Sanatlar Akademisi öğretmenlerinden) Sırrı Bilen Beye bir proje yaptırarak getirir.
Sırrı Bilen
(Bu proje Gaziantepliler tarafından uygulanmıştır.)
İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi Muallimi
Gaziantep’in ilk imar planını hazırlayan Hermann Jansen’in 1935 yılında yapımı tamamlanan Şehitler Abidesi için hazırladığı fakat bütçe yetersizliğinden dolayı yapımı gerçekleştirilemeyen projesinin çizimleri
Muharip Gaziler Derneği Başkanı Mümtaz Saraçoğlu tarafından Abide’nin mozole kısmı düzenlenmiştir.
Bu mekan; Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin'in talebi ile Mimar Sıtkı Severoğlu tarafından tasarlanmış ve Büyükşehir Belediyesi tarafından 25 Aralık 2019'da yenilenmiştir.
Bugün Şehitler Abidesi’nin yer aldığı, Şahinbey ilçesi,Bey Mahallesi sınırları içerisindeki Çınarlı Parkı civarı Gaziantep Savunması’nda Kuvâ-yi Milliye birliklerinin düşmana karşı mücadele ettiği önemli bir cephe hattıdır. Antep Direnişi’ne tanıklık eden bu önemli alandaki tarihi olaylar ile ilgili arkeolojik belgeleme çalışması yapmak amacıyla, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi başvurusu ve desteği ile Gaziantep Müzesi denetiminde ve Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin danışmanlığında bir ekiple, 20.02.2021-27.05.2021 tarihleri arasında Çınarlı Parkı’nda bir sondaj kazısı gerçekleştirilmiştir.
Doğu-batı istikametinde 5x10 m boyutlarındaki sondaj kazı alanı, Kendirli Kilisesi’nin yaklaşık 100 m doğusunda, Şehitler Abidesi’nin 25 m batısındadır. Bu alan Panorama 25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması Müzesi’ndeki 1920 şehir planından yararlanılarak kazı alanı belirlenmiştir. Bu alanda yapılan kazı çalışmasında okulun duvarına rastlanılmıştır.